• Tatavla'dan 1964'e 'Milli Basın' (Ceren Sözeri & Aytek Soner Alpan)
    Dec 20 2024
    Ceren Sözeri ve Aytek Soner Alpan, Türkiye Rum toplumunu derinden etkileyen 1929 Tatavla Yangını ve 1964 Rum Sürgünü arasındaki bağı basının rolüyle birlikte tartışıyor.

    Ceren Sözeri, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisidir. Araştırma alanları arasında Türkiye’de medya sahipliği, medyada ayrımcılık, nefret söylemi, ifade ve basın özgürlüğü yer almaktadır. Evrensel yazarıdır.

    Aytek Soner Alpan, yüksek lisans derecesini Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden iktisat, doktora derecesini ise University of California, San Diego'dan tarih alanında almıştır. Yüksek lisans ve doktora çalışmaları esnasında 1923 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi'nin çeşitli boyutlarına odaklanan Alpan'ın akademik ilgi alanları arasında zorunlu yerinden etme pratikleri ve mültecilik deneyimi, Osmanlı Rum Cemaati, Osmanlı İmparatorluğu ve Yunanistan'da Türkçe-dilli Rumlar, bellek çalışmaları ve tarihyazımı bulunmaktadır. Çalışmaları çeşitli akademik dergilerde ve kitaplarda yer alan Alpan, istos yayın tarafından yayımlanan 1929 Tatavla Yangını ve Tatavla’nın ‘Kurtuluş’u kitabının yazarı, Μουχατζηρναμέ / Muhacirname: Κaramanlı Muhacirler için Şiirin Sedası kitabının ise ortak editörlerindendir. Akademik çalışmalarını Kanada'da Simon Fraser University - SNF Centre for Hellenic Studies'de doktora-sonrası araştırmacı olarak sürdürmektedir.
    Show more Show less
    38 mins
  • Hayvanların Tehciri (Rober Koptaş & Özlem Güçlü)
    Dec 6 2024
    Rober Koptaş ve Özlem Güçlü, Türkiye’deki zorla yerinden etme politikalarının sürekliliğini, Hayırsızada’dan günümüze sokak hayvanlarına yönelik tehcir ve katliam politikaları üzerinden tartışıyor.

    Rober Koptaş, 1977’de İstanbul’da doğdu. Lusavoriçyan, Karagözyan, Surp Haç Tıbrevank okullarından sonra Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi’nde, yazar, hukukçu, mebus Krikor Zohrab hakkındaki teziyle Modern Türkiye Tarihi yüksek lisansı derecesini aldı. Üniversite öğrenciliği yıllarından itibaren çalıştığı Aras Yayıncılık’ta 2015-2023 arasında genel yayın yönetmenliği yaptı. 2006’da “Hayat, Olduğu Gibi” başlığı altında köşe yazıları yazmaya başladığı Agos gazetesinde, 2007’de Hrant Dink’in katledilmesinin ardından editör olarak görev aldı; 2010-2015 arasında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. 2013’te kızı Saren doğdu. Express, 1+1, Mesele, Agos, Notos, Toplumsal Tarih, Tarih ve Toplum, Birikim, Bianet, K24, Gazete Duvar, Civilnet gibi çeşitli mecralarda yazı, söyleşi ve makaleleri yayımlandı. Romanı Unufak Eylül 2024’te İletişim Yayınları’nca basıldı. İstanbul’da yaşıyor, yazıyor ve yeni romanı üzerinde çalışıyor.

    Özlem Güçlü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğ­retim üyesidir. Doktorasını School of Oriental and African Studies, University of London, Medya ve Film Çalışmaları Merkezi’nde; yüksek lisansını Central European University, Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Bölümü’nde; lisansını Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. “Female Silences”, “Turkey’s Crises: Gender”, “Nation and Past in the New Cinema of Turkey” (2016) adlı kitabın yazarı; “Queer Tahayyül” (2013) adlı kitabın derle­yenlerindendir. Son yıllarda, hayvanların görünürlük rejimleri ve sinemada hayvan temsilleri üzerine düşünüyor ve yazıyor. Kasım 2014’ten beri Dodi’yle birlikte yaşıyor.
    Show more Show less
    35 mins
  • Sanatın Yerinden Edilmesi (Hera Büyüktaşçıyan & Banu Karaca)
    Nov 29 2024
    Hera Büyüktaşcıyan ile Banu Karaca, 1964’te sürgün edilen ressam İvi Stangali’yi ve mülksüzleştirmenin bir tezahürü olarak gayrimüslim sanatçıların üretimlerinin sanat tarihi yazınında görünmezleştirilmesini tartışıyor.

    Hera Büyüktaşcıyan, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden 2006 yılında mezun oldu. Büyüktaşçıyan, işlerinde boşluk ve görünmezlik kavramlarıyla, kimlik, bellek, mekân ve zaman ilişkisi üzerinden imgesel bir bağ kurarak yeni anlatılar oluşturur. Sanatçı son işlerinde “yersiz-yurtsuzlaşma” ve “boşluk-yokluk” kavramlarını kolektif bellek içinde sorgulamak için, kent ile benlik ve ötekilik düzlemlerinin arasındaki varoluşsal denge üzerinde odaklanıyor. 2019 Toronto Sanat Bienali'nde Yükselen Sanatçı Ödülü'nü kazandı. Hera Büyüktaşçıyan, Belles Artes, Filipinler (2018); Delfina Foundation, Londra (2014); Villa Waldberta, Münih (2012–13); AIRDrop, Stockholm (2012); PiST/// Disiplinlerarası Proje Alanı, İstanbul (2012); Ye­revan Arts and Cultural Studies Laboratory ACSL, Erivan (2011) misafir sanatçı programlarında yer aldı.

    Banu Karaca, politik antropoloji, sanat, estetik ve kültür politikalar ile feminist hafıza konusunda çalışan bir araştırmacı ve akademisyendir. Sanatta sansür, müzeler, cinsiyet ve görsel okuryazarlık ile sanat eserlerin iadesi konularında makaleleri olan Karaca, aynı zamanda The National Frame: Art and State Violence in Turkey and Germany [Ulusal Çerçeve: Türkiye ve Almanya’da Sanat ve Devlet Şiddeti] (2021) başlıklı kitabın yazarı ve Women Mobilizing Memory (2019)’nin [Hafızayı Harekete Geçiren Kadınlar] ortak editörüdür. Türkiye’de sanatta sansürü belgeleyen Siyah Bant’ın kurucularından olan Karaca, şu sıralarda Forum Transregionale Studien, Berlin ve European Research Council desteğiyle, yağmalanmış ve mülksüzleştirilmiş sanat eserlerinin Türkiye ve Avrupa’nın süregiden şiddet tarihlerinde sanata dair akademik ve yasal bilgi üretimini nasıl şekillendirdiğini üzerine çalışıyor.
    Show more Show less
    40 mins
  • Adli ve Adi Vakalar: Mülksüzleştirme (Seda Altuğ & Atilla Lök)
    Nov 22 2024
    Seda Altuğ ve Atilla Lök, 1964 Rum Sürgünü’nden yola çıkarak zorla yerinden etme, mülksüzleştirme ve vatandaşlık politikaları arasındaki ilişkinin sürekliliğini hukuki pratiklere değinerek tartışıyor.

    Seda Altuğ, Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde öğretim üyesidir ve modern Ortadoğu tarihi alanında çalışmaktadır. Araştırma konuları arasında modern Suriye, Türkiye ve geç Osmanlı İmparatorluğu’nda mezhepçilik, şiddet, mülteciler, azınlıklar, toprak meselesi, sınır ve hafıza çalışmaları yer almaktadır.

    Atila Lök, 2004 yılından bu yana kurucusu olduğu Diyalog Hukuk Bürosu'nda avukatlık yapmaktadır ve azınlık hakları alanında çalışmaktadır.
    Show more Show less
    47 mins
  • İmroz’dan Antakya’ya 1964 (Şule Can & Yorgos Katsanos)
    Nov 15 2024
    Şule Can ve Yorgos Katsanos, İstanbul’un ötesine bakarak 1964 Rum Sürgünü’nün eğitim, toprak ve mülkiyet politikaları üzerindeki etkilerini, İmroz ve Antakya’daki Rumlara yönelik kurumsal ayrımcılığın farklı görünürlük biçimlerini ele alıyor.

    Şule Can, Samandağ’da doğdu. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi ve Almanya Köln Üniversitesi’nde tamamladı. Yüksek lisans derecesini Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Bölümü’nden, doktorasını ise Binghamton Üniversitesi (ABD-New York) Kültürel Antropoloji Bölümü’nden aldı. 2019 yılında Waterloo Üniversitesi (Kanada) Antropoloji Bölümü’nde doktora sonrası saha araştırmacısı olarak çalıştı. Çalışma alanları arasında Antakya sözlü tarihi, sınır antropolojisi, mülteciler, göç politikaları, etnisite ve din konuları yer almakta olup, bu alanlarda çeşitli makaleler ve kitap bölümleri yayımlamıştır.

    Yorgos Katsanos, Demokritus Üniversitesi Karadeniz Dili, Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra Leiden Üniversitesi Türk Çalışmaları Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Atina Üniversitesi’nde modern tarih alanında “Yunan Vatandaşlarının İstanbul’dan Sınır Dışı Edilmeleri (1964-1965)” başlıklı teziyle doktora çalışmalarını sürdürmektedir. 2018-2019 yıllarında Kadir Has Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nda Misafir Öğretim Görevlisi olarak Yunanca dersleri vermiştir. Her iki disiplinde de çeşitli yayınları bulunmaktadır. 2017’den beri istos yayın ekibinde yer almaktadır
    Show more Show less
    25 mins
  • 1964’te Ne Oldu? (İlay Romain Örs & Emre Can Dağlıoğlu)
    Nov 8 2024
    İlay Romain Örs ve Emre Can Dağlıoğlu, Türkiye’de yaşayan binlerce Rum’un zorla göç ettirildiği sürgün kararını, dönemin politik atmosferini ve sürgünün Rum toplumu üzerindeki etkilerini konuşuyor.

    İstanbul doğumlu İlay Romain Örs, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji ve Siyaset Bilimi Bölümleri’nden mezun olduktan sonra doktora eğitimini Sosyal Antropoloji alanında Harvard Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Atina’da yaşayan İstanbullu Rumlar üzerine yoğunlaşan alan araştırması 2018’de Palgrave Macmillan tarafından Diaspora of the City: stories of cosmopolitanism from Istanbul and Athens adı altında yayımlanmıştır. Halen Atina’da araştırmalarını sürdürmekte, Türk-Yunan ilişkileri, Rumlar, azınlıklar, göçmenler, toplumsal hareketler, çokkültürlülük ve kent kimliği konularında yazmaya devam etmektedir.

    Emre Can Dağlıoğlu, Stanford Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doktora öğrencisi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel Çalışmalar Bölümü ve Clark Üniversitesi Holokost ve Soykırım Çalışmaları Bölümü’nde lisansüstü çalışmaları yapan Dağlıoğlu, geç dönem Osmanlı ve Türkiye tarihinde egemen olmayan gruplar üzerinde çeşitli yayınlar yaptı. Halihazırda, geç dönem Osmanlı İmparatorluğu’nda global kapitalistleşmenin finansal ağlar, sosyopolitik ilişkiler ve çevresel dönüşüm üzerindeki etkileri üzerine çalışıyor.

    Show more Show less
    44 mins
  • Adalet
    Dec 21 2022
    İktidarın yaratmaya çalıştığı, o bizi kriminalize etmeye çalışırken, Kürt kadınları sadece ne konuşur, işte sadece barış konuşur, kayyum karşıtlığı konuşur… Hayır. Yani bunları konuşuyoruz elbette. Biz devlet kaynaklı, yani polis, asker kamu görevlilerinin kadınlara karşı cinsel şiddeti ya da işte diğer şiddet türlerini üretmesine dair birtakım işler yapıyoruz ama aynı zamanda bütün yasal değişikliklerle ilgili, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyle ilgili, nafaka hakkımızla ilgili ya da TCK 103 ile ilgili yapılan bütün değişikliklere, yasal değişikliklere dair de söyleyecek sözümüz var, bunlar bizi de etkiliyor. Dolayısıyla o ayrışmayı yapmaya çalışan iktidarın karşısında biz o bütünlüklü mücadeleyi de sağlamayı başardık.”

    Sessiz Kalma’nın bu bölümünde kadın hakları savunucusu Adalet Kaya’nın hikâyesini dinliyoruz. Adalet Kaya, kadın hakları savunucusu, Rosa Kadın Derneği Başkanı. 22 Kasım 2016 tarihinde yayımlanan KHK ile Mardin Büyükşehir Belediyesi’ndeki görevinden ihraç edildi. Bir grup kadınla birlikte 2018 yılında Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneği’ni kurdu. Derneğin yönetici ve üyelerine yönelik ilk operasyon 17 Mayıs 2020 tarihinde düzenlendi. 5 gün sonra tutuklandı, cezaevi şartlarının daha da kötüleştiği pandemi döneminde üç ay cezaevinde kaldı. Kaya, 2020 yılından bu yana tam üç kez evine sabaha karşı yapılan baskınlarla gözaltına alındı. Kaya hakkında dernek faaliyetleri gerekçe gösterilerek “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla hazırlanan dört iddianame, Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirildi, tek bir dava olarak devam ediyor. Adalet Kaya, kadın hakları için mücadelesini sürdürüyor.

    Bu podcast serisi Hafıza Merkezi tarafından Hollanda Helsinki Komitesi desteğiyle Postane Stüdyo’da üretilmiştir.

    Konsept, kurgu ve seslendirme: Ceren Yartan
    Söyleşi: Banu Tuna
    Proje koordinatörü: Kerem Çiftçioğlu
    Asistan: Ece Koçak
    Kayıt ve ses düzenleme: Onur Temel
    Grafik tasarım: Ayşe Ezgi Yıldız
    Show more Show less
    36 mins
  • Fidan
    Nov 23 2022
    “Boşanmak istediği için öldürülen, kıskançlık bahanesiyle öldürülen, tayt giydiği için öldürülen, rüyasında başka şekilde gördüğü için öldürülen, aldattığını düşündüğü için öldürülen, yani türlü türlü bahanelerle kadınlar öldürülüyor bu topraklarda. Ve daha eşit, özgür yaşamak istedikleri için. Ne yapmış kadınlar? Kendi hayatıyla ilgili karar almış. Sessiz kalmamış. Bu yüzden öldürülüyor kadınlar. Fakat burada şu cesareti görmemiz lazım hepimizin, eğer kadınlar ölmesin istiyorsak, öldürülmesin istiyorsak; örneğin o kadınlar her gün bu haberleri görmesine rağmen boşanma kararından vazgeçmiyorsa, çalışma kararından vazgeçmiyorsa, kendi bağımsız hayatını kurma kararından vazgeçmiyorsa, o evliliğinden ayrı kendine ayrı bir hayat kurma kararından vazgeçmiyorsa, bundan büyük bir cesaret yok.”

    Sessiz Kalma’nın bu bölümünde kadın hakları savunucusu Fidan Ataselim’in hikâyesini dinliyoruz. Fidan Ataselim, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu kurucularından, Kadın Meclisleri Genel Sekreteri, hak savunucusu… Kadın cinayetlerinin önlenmesi, sebep olan ihmallerin gündeme taşınması, kadınların ve LGBTİQ+’ların özgür ve eşit yaşam koşullarına sahip olması, 6284 sayılı yasa gibi koruyucu, önleyici yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için çalışıyor. Platform üyeleriyle beraber bugüne kadar hakkında birçok dava açıldı; 30 Kasım 2019’da Kadıköy’de gerçekleştirilen Las Tesis eylemi bunlardan biriydi. Ayrıca Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne karşı açılan kapatma davası gündemde. Ataselim, platform üyeleriyle birlikte bütün bu yıldırma çabaları karşısında kadınların yaşam hakkını savunmaya devam ediyor.

    Bu podcast serisi Hafıza Merkezi tarafından Hollanda Helsinki Komitesi desteğiyle Postane Stüdyo’da üretilmiştir.

    Konsept, kurgu ve seslendirme: Ceren Yartan
    Söyleşi: Banu Tuna
    Proje koordinatörü: Kerem Çiftçioğlu
    Asistan: Ece Koçak
    Kayıt ve ses düzenleme: Onur Temel
    Grafik tasarım: Ayşe Ezgi Yıldız
    Show more Show less
    16 mins